8 Aralık 2018 Cumartesi

, ,

Hıçkırık


Korkunç bir şehirde yaşarken, korkunç bir işte çalışırken, korkunç bir trafikte her gün ömrümden üç saati daha kaybederken , ben kendim de kaybolmuşum koca şehrin çöplüğünde. Böyle yıllardı o yıllar, zamanın çarklarında öğütülen yıllarım, günlerim, saniyelerim. Bunu, o feci otobüs yolculuğunda, tanışma fırsatı bulduğum ... amcaya anlatamazdım, o hayatından memnundu sanırım, tek derdi torun sahibi olmaktı, hak verdim tabi, herkesin derdi kendine büyük.Benim derdim de bana büsbüyüktü, kendimi kaybetmiştim, hangi deliğe kaçtıysa, bana kendimden geri kalan üç beş akla zarar delilik kalmıştı ve onları zapt edemiyordum.

Şimdi daha iyi anlıyorum o ürkünç şehirde yaşayabilmek için aklınızı uykuya yatırmalıymışsınız, aklı başında olup da kaçamayanlar delirirmiş ve meğer bizim herşeyden memnun ... amca da az çok deliymiş, bunu, o karanlık kış günü, feci fecaat bir trafikte, neredeyse 2 saat süren yolculukta öğrendim. ... amca, ölümden sonra mezarda insanın başına gelenlere bizzat şahit olmuş, tüm ölüler kaçmak isterlermiş mezarlarından, öldüklerini bilmezlermiş, hatta bir keresinde, tabutu öyle fena tekmelemiş ki ölünün biri, tabut kırılacak sanmış. Küçükken mezarlığa yakın bir yerde otururmuş bizim bahtsız amcamız. Yeni ölenler, geceleri de ziyarete gelirlermiş, kendilerine ne olduğunu sorarlarmış, dili döndüğü kadar anlatmaya çalışırmış ölüye; artık buralarda yeri olmadığını, anlayan gidebilirmiş, anlamayan, bırakıp gidemeyen kalırmış bir hayalet olarak. Hayaletler, amansızca, habersizce ölenlerden olurlarmış.

İçim daraldı, öyle böyle değil, o kadar da gerçekçi anlatıyordu ki. Konuyu değiştirmeye çalıştım, karnımın acıktığından bahsederek. Neyse ki arnavut olduğundan olsa gerek, arnavut ciğerini kimsenin kendi gibi yapamadığından bahsetti. En güzel arnavut ciğeri kırmızı şarapla dinlendirilerek yapılırmış. Bu konuşma açlığıma çok iyi gelmemişti ama konunun değişmesine memnundum.

O şehirden ayrıldım, yıllar oluyor, nefes alabiliyorum artık, kendimin parçalarını da topladım. ... amcayı da unutmuştum ta ki bir gece rüyama girene kadar. Bana kendisine ne olduğunu sordu, rüyamda hıçkırarak ölmüşsün sen amca diye bağırıyordum. Ağlayarak uyandım, ... amca da göçmüş bu diyarlardan.

Esindaş

0 yorum:

Yorum Gönder