8 Aralık 2018 Cumartesi

, ,

Katilimsin


Kasabanın merkezinde eski, harap ama bir zamanlar güzel olduğu belli taş bir ev var, önündeki yolda sıkça meydana gelen ölümlü trafik kazalarından dolayı yolu kapatmışlar.

Çok yıllar önce şehirde neyi var neyi yoksa satıp bu eve yerleşmiş derler evin eski sahibi için. Onun zamanında o kadar bakımlı ve güzel bir evmiş ki, kasabaya başka yerlerden gelenler oraya şöyle bir bakmadan ayrılmazlarmış. Ahşap pencerelerden sarkan sardunyalar, menekşeler, karanfiller, güller...Bahçesinde bir piknik tüpü üzerinde neredeyse tüm gün çay demlenirmiş, uğrayan bir bardak hoş kokulu çayını içmeden ayrılmazmış oradan. Değişik rivayetler dolaşıyormuş bu arada, her ne kadar kadın ser verip sır vermese de şehirdeki hayatıyla ilgili, uzak uzak uzak tanıdıklar vasıtasıyla, kadının nişanlısının trafik kazasında öldüğü söylentisi yayılmış kasabada hatta kadıncağızın bir müddet akıl hastanesinde tedavi edildiği de yayılıyormuş kulaktan kulağa. Tüm bu dedikodulara rağmen, naifliği, iyi kalpliliği, güler yüzlülüğü sayesinde çok seviliyormuş.

Gel zaman git zaman pencerelerin önündeki çiçekler solmaya yüz tutmuş, ahşap pencereler bakımsızlıktan çürümeye başlamış, bahçede yabani otlar bürümüş, kadıncağızı çok nadir görür olmuş kasaba halkı, ayda bir bakkaldan ufak tefek alışverişini yaparmış, başka da dışarı çıkmaz olmuş. Zamanla kasaba halkı da unutmuş onu, kendilerine yeni dedikodular, yeni insanlar bulmuşlar. Fakat biri hiç unutmamış onu, içten içe merak etmiş durmuş, acımış da haline. Bakkala sormuş durumunu, 'hiç konuşmadı, yüzü bembeyazdı" deyince üzülmüş baya.

Ertesi gün kapısını çalmış, kadın sessiz sedasız içeri almış, içerisi de baya kötü durumdaymış anlatılana göre. Kadın birdenbire konuşmaya başlamış; "unuturum sandım, acımı içime gömebilirim sandım, onsuz yaşayabilirim sandım, yaşamaya çalıştım, kendi kendimin umudu oldum fakat olmuyor işte, kalbimin şuracığında bir ağrı, boğazım düğüm düğüm, hiçbir şey düzelmiyor, zaman yaramın ilacı değil, katilim oldu. Bunları sana anlatıyorum ne de olsa az çok biliyorum, temiz kalpli bir insansın sen. Ben ise değilim, kötü çok kötü bir insanım, nişanlıma hırsımla o arabayı aldırtan, zorla onu sürdürten bendim ben. Yakıştı yakama hırsım, kötülüğüm, anlatsam bağışlanmam ama belki dedim biraz olsun rahatlar mıyım? Artık her gece rüyama giriyor ve beni suçluyor, "katilimsin" diyor bana. Nefes nefese uyanıyorum, uyanmasam öleceğim belki. Bugün değilse bile çok çok yakında" deyip kapıyı göstermiş, bir tür itiraf, ama neden yapmış, neden anlatmış belli değil.

Günler sonra kokudan rahatsız olup şikayet etmişler mercilere. Yatağında ölü bulunmuş, uykusunda öldüğünü söylemişler.

Esindaş

0 yorum:

Yorum Gönder